DaDeMiR Arapça Öğreniyorum.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

DEHB Aile ve Öğretmenlere Yönelik

2 posters

Aşağa gitmek

DEHB  Aile ve Öğretmenlere Yönelik Empty DEHB Aile ve Öğretmenlere Yönelik

Mesaj  ibrahimcılız Ptsi Ara. 27, 2010 11:34 am

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

KONU BAŞLIKLARI:
1- DEHB TANIM
2- TANILAMA SÜREÇLERİ
3- DEHB ÖZELLİKLERİ
4- ÖĞRETMENE ÖNERİLER
5- ANNE BABAYA ÖNERİLER

TANIM-1

1. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Nedir?
Dikkat Eksikliği Hiper Aktivite Bozukluğu’nun (DEHB) temel özelliği, kalıcı ve sürekli olan dikkat süresinin kısalığı, engellemeye yönelik denetim eksikliği nedeniyle davranışlarda ya da bilişte ortaya çıkan ataklık ve huzursuzluktur.
Bunun sonucu olarak çocukta gelişimsel olarak aşağıdaki 3 temel sorun ortaya çıkmaktadır:

• Kısa dikkat süresi (poor attention span)
• Yetersiz dürtü kontrolü (weak impulse control)
• Aşırı hareketlilik (hyperactivity)

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklar üç ayrı grupta yer alırlar:
a) Hem dikkat, hem aşırı hareketlilik-dürtüsellik sorunları olanlar,
b) Sadece dikkat sorunu olanlar,
c) Sadece aşırı hareketlilik dürtüsellik sorunu olanlar.
Aşırı Hareketlilik: Çocuklar erişkinlere göre daha canlı ve hareketlidir. Ancak bu hareketlilik çocuğun kendi yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında belirgin düzeyde daha fazla olduğundan aşırı hareketlilikten söz edilir.
Dikkat Sorunları: Dikkatin bir noktaya toplanabilmesinde güçlük, dış uyaranlarla dikkatin çok kolay dağılabilmesi, unutkanlık, eşyalarını ve oyuncaklarını sık sık kaybetme ve düzensizlik gibi belirtiler dikkat sorunlarının bulunduğunu gösterir.
Dürtüsellik: Acelecilik, istekleri ertelememe, sorulan sorulara çok çabuk cevap verme, başkalarının sözlerini kesme ve sırasını beklemekte güçlük çekme gibi özellikler dürtüsellik sorunları bulunduğunu düşündürür.
Başlangıcı genellikle 3 yaş dolaylarında olmakla birlikte, tanı düzenli öğrenim için gerekli dikkat süresi ve yoğunlaşmasının gelişmesinin beklendiği ilkokul yıllarında konulmaktadır. Erkek / Kız oranı 3/1 ‘dir.

• TANIM-2
Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu bireyin yaş ve gelişim düzeyine uygun olmayan aşırı hareketlilik, istekleri erteleyememe (impulsivite) ve dikkat sorunlarıyla kendini gösteren bir psikiyatrik bozukluktur.

• TANIM-3
Bir duruma veya konuya yoğunlaşma ( konsantrasyon ) güçlüğü nedeniyle okulda öğrenilmesi gereken bilgiyi öğrenememe, verilen görevleri zamanında yapamama, organize olamama ve kendilerinden istenileni sırayla yapmada sabredememe durumudur

DEHB’ nun en sık semptomları nelerdir?
• Aşırı hareketlilik veya kıvranma
• Yerinde oturmada güçlük
• Çok konuşma
• Dikkatini sürdürmede güçlük
• Dikkatin kolay dağılması
• Sıklıkla bir şeyler kaybetme
• Sınıfta sorulara birden atlayıp cevap verme
• Kuralları takip etmede güçlük
• Sessizce oynamada güçlük
• Oyunlarda sırasını beklemekte güçlük
• Bir aktiviteden diğer aktiviteye kayma
• Sıklıkla araya girme, sözünü kesme
• Sıklıkla ne söylendiğini dinlememe
• Sıklıkla tehlikeli aktivitelerle uğraşma
NEDENLERİ:
• Düşük doğum ağırlığı
• Gebelikte sigara vb bağımlı madde kullanımı.
• Genetik geçiş
• Beyin hasarları
• Beyin biyokimyası
• Nörofizyolojik etmenler
• Psikososyal etmenler
• Eser elementler (Çinko- bakır fazlalığı ve çinko- demir eksikliği.)

DEHB OLAN ÇOCUKLARIN ÖZELLİKLERİ :
Bu çocuklarda aşırı hareketlilik, isteklerini erteleyememe (dürtüsellik) , süper egonun tam gelişmemişliği etkili olmaktadır. Dikkatleri çok çabuk dağılır, sabırsızdırlar ve kolayca uyarılabilirler. Çabuk kızar,kurallara uymada zorlanır, yüksek sesle konuşur, sık sık bir şeyler kaybeder, tedirgin ve kaygılı olur,hareketlerinin sonunda da yanlış yaptıklarının farkına varır ve çok üzülürler. Okulda, evde ve çevrede de arkadaşlarıyla sorunlar yaşarlar.Yetişkinlik döneminde ise yakınmalar hafifleyerek ve şekil değiştirerek devam eder. Aynı anda pek çok şeyle birden ilgilenirler .Israrcı ve savunucudurlar. Kendilerine haksızlık yapıldığını düşünürler. Yanlışları ve hataları kabul etmezler. Yetişkinlikte çabuk sinirlenir ve hemen yatışırlar. Sık sık ta meslek değiştirirler. Zeka düzeyleri genellikle normal veya normale yakındır. İleri zeka düzeylerinde de bulunanları da olabilir.

DEHB TANISI NASIL YAPILIYOR -TANILAMA SÜREÇLERİ
DEHB belirtilerinin 7 yaşından önce başlaması ve en az 6 aydan beri okul ve ev ortamında devam ediyor olması gerekir. DEHB tanısı Çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları kliniğinde uzman bir ekip (çocuk psikiyatristi, klinik psikolog ve özel eğitim uzmanı) tarafından konulur.
TEDAVİ
Bireysel farklılıklar açısından her çocuk için ayrı bir tedavi düşünülmelidir. DEHB uzun gidişli bir hastalık olduğundan tedavisi de çok yönlü ve uzun dönem için planlanıp uygulanmalıdır. Bireysel ve grup tedavisi (oyun,konuşma,grupla etkileşim vb ) şeklinde eğitimsel açıdan olabildiği gibi, medikal tedavi yöntemleri de verilebilmektedir. Tedavide olumlu sonuç alabilmek için doktor-ana-baba-öğretmen işbirliğinin sağlanması ve sürdürülmesi gerekiyor. Tedavide kullanılan ilaçlar ile; öğrenmede artış, davranışlarda düzelme, dikkat dağınıklığında azalma,aşırı hareketlilikte ve saldırgan davranışlarda azalma , konsantrasyon güçlüğünde, organize olmamada ve dürtüsellikte azalma olmaktadır.İlaç tedavisi ve psikolojik destek ile; çocuk aile ve okul çevresinden olumlu tepkiler alır ve kendini daha iyi hisseder. Olumlu davranışlar geliştirmeye ve uyumlu yaşamaya çalışır . Yurdumuzda tedavi için başvuran vaka' lar Üniversitelerimizin Tıp Fakültesi çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları Ana bilim dalı bölümünde terapiye alınmakta ve olumlu sonuçlar elde edilmektedir. Okulda başarılı olup yüksek öğrenim görenler de olabilmektedir. Burada çocuğa yapılan yardım ve tedavilerin birbirini destekler nitelikte olması ve sürekli iletişimin sağlanması önemli rol oynamaktadır.

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN BİREYLERİN
BAŞARILI OLDUĞU
MESLEK DALLARINDAN BAZILARI

AKTÖR, DİREKTÖR VE YAPIMCI, OTOBÜS ŞOFÖRÜ, TAKSİ ŞOFÖRÜ, PSİKOLOG, KOREOGRAF, ÇİÇEKÇİ, PEYZAJ MİMARI, AVUKAT VE HAKİM, MÜZİSYEN, FOTOĞRAFÇI VE KAMERAMAN, HALKLA İLİŞKİLER UZMANI, RADYO YA DA TELEVİZYON SPİKERİ, GAZETECİ, ANAOKULU, İLKOKUL YA DA ORTAOKUL ÖĞRETMENİ, PAZARLAMACI, ENGELLİ ÇOCUKLARIN ÖĞRETMENİ, ÜNİVERSİTE ÖĞRETMENİ, SEYAHAT ACENTESİ, KAMYON ŞOFÖRÜ, RESSAM, YAZAR
Okul yaşamları - Eğitim durumları
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu olan çocukların zeka düzeyleri normal ve normale yakın olmasına karşın okulda başarılı olmayabilirler. Okula ilk başladıklarında aşırı hareketlilik ve dikkat dağınıklığı davranışlarıyla kendilerini gösterirler.
Sınıfta oturmakta güçlük çektikleri, dikkatlerini öğretmenin anlattıklarına yoğunlaştıramadıkları için okulda edinilmesi gereken bilgiyi takip edip kazanamazlar. İleri yıllarda bu durum çocuklarda güvensizlik, bıkkınlık ve bezginlik gibi duygusal sorunları ortaya çıkarabilir.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğuna sıklıkla öğrenme güçlüğü eşlik eder. Özellikle matematiği anlama, kavrama ve çözmede zorlanırlar.
Büyük bir hevesle derse veya herhangi bir etkinliğe başlar ve çok başarılı olmayı isterler. Ancak düzenli ders çalışma becerilerinin olmaması, organize olamama ve dikkatlerinin çabuk dağılması nedeniyle başarılı olamazlar. Kendilerini yetersiz, başarısız ve güvensiz hissederler.
Tedirgin ve kaygılıdırlar. Sıklıkla evde ve okulda tembel ve yaramaz sözcüklerini işitirler. Genellikle öğretmenlerin kendilerine taktığını düşünerek kötü davranışlarını ileri sürerler.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu doğru ve erken tanı konulduğunda son derece hızlı ve kolay tedavi edilebilen bir bozukluktur. İlaç tedavisi, anne baba eğitimi, bireysel görüşme, aile tedavisi ve grup tedavisi Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu tedavisinde sık olarak kullanılır.
Çocukların bu durumu yürümeye başlamaları ile birlikte göze çarpar ve giderek artar. Özellikle okul döneminde, grup içinde başkalarını rahatsız edici düzeye varır. Hareketleri amaca yönelik değildir, durmak yorulmak bilmeden birbiri arkasına gelen uyarıları takip ederler.
İnce motor hareketlerdeki koordinasyon bozukluğu ve beceri yetersizliği belirgindir. Örneğin; düğmelerini ilikleyemezler, topu atıp tutamazlar.
Dikkat süresi kısadır, yoğunlaşma yetisi düşüktür. Bu yüzden zekaları normal olmasına karşın öğrenme güçlüğü ve okul başarısızlığı sıklıkla görülür. Bellek ve yönelim yerindedir, yargılama bozulabilir.
Kısa sürede ilişki kurar fakat arkadaş olamazlar. Herhangi bir nedenle arkadaşına tükürür, sopayla vurur, saçını çeker, rahatsız edici davranışlarda bulunur ve bu yüzden arkadaşlığı sürdüremezler.
Bu çocuklar ataktırlar, çabuk uyarılırlar. Tehlikeyi kavrayamazlar, kazaya uğramamaları için sıkı bir denetim gereklidir.
Çabuk heyecanlanır, coşkulu bir duruma girebilirler. Küçük nedenlerle ağlamalar, aşırı ısrarlar, aşırı neşe belirtileri gösterebilirler. Engellenmeye dayanma gücü zayıftır.
ÖĞRETMENLERE
DİKKATSİZLİK
• Öğrenciyi sakin bir yerde (ön sıralarda) size yakın yerlerde oturtunuz.
• Öğrenciyi iyi örnek olabilecek bir arkadaşının yanına oturtunuz.
• Öğrenciyi samimi olduğu, çalışkan bir arkadaşının yanına oturtunuz.
• Not tutmada bu arkadaşının yardımını sağlayınız.
• Sınıfta bütün sıraların arasındaki uzaklığı arttırınız.
• Verilen çalışmayı tamamlayabilmesi için ek süre veriniz.
• Dikkat süresi ile uyumlu olacak şekilde görevleri ya da çalışma süresini kısaltınız.
• Öğrencinin çalışmanın sonunu görebilmesi için uzun görevleri küçük parçalara bölünüz.
• Kısa süreli hedefler için öğrenciyle birlikte çalışınız.
• İş yüklemesinden kaçınmak için her seferinde bir tek görev veriniz.
• Tedavisi süresince not için daha az doğru cevabı yeterli sayınız.
• Ev ödevlerinin miktarını azaltınız.
• Öğrenciye sözel uyarı yanında defterine yazı ile mesajlar koyunuz.
• Çocuğa açık ve kesin yönerge veriniz.
• Öğrenciyi dersin hazırlanması sürecine katınız.
• Öğrencinin etkinliğini sürdürmesi için uyarı-sinyal veriniz. (Aralıklarla göz göze gelmek, omzuna dokunmak olabilir.)
DÜRTÜSELLİK
• Küçük, uygunsuz davranışları görmezden geliniz.
• Doğrudan ödüllendirmeyi ve bunun önemini arttırınız.
• Çocuğun kıpırdanmaya başladığı dönemi yakın olarak izleyiniz.
• Uygunsuz davranışları ihtiyatlı kınayınız (azarlanmaktan ve eleştirmekten kaçınınız )
• Olumlu davranışları övünüz.
• Öğrencinizle ilişki kurarken ona ara ara elinizle dokununuz.
• Öğrenciye, kendisini denetlemesini gerçekleştirdikçe el kaldırmasını, seslenmesini öğretiniz.
• Elini yalnızca amaca uygun durumda kaldırdığı zaman yanına gidiniz.
• Soru yanıtlamak için el kaldırdığında övünüz.
• Öğrencinin aç olmadığından emin olunuz.
HAREKETLİLİK
• Öğrencinin çalışırken arada bir duraklamasını sağlayınız.
• Sırada oturmaya ara vermesi için fırsat tanıyınız. Örneğin ayak işi veriniz.(Tahtayı silme, yazı yazma).
• Görevleri arasında kısa molalar veriniz.
• Geçiş dönemlerinde yakın olarak izleyiniz. Eğer aceleci ve dikkatsiz çalışmışsa öğrenciye yaptığı işi kontrol etmesini öğretiniz.
• Öğrenciye görevini tamamlaması için ek süre veriniz (Özellikle yavaş hareket eden öğrenciler için).
DUYGU DURUM DALGALANMALARI
• Güven veriniz ve cesaretlendiriniz.
• Olumlu davranışını ve çalışmasını sıkça övünüz.
• Öğrenci sinirlenirse tehdit içermeyen yumuşak bir tarzda konuşunuz.
• Öğrencinin söyleneni kavradığına emin olunması için söylediklerini tekrarlayınız.
• Öğrenciye sınıf içinde liderlik rolü vermek için fırsat kollayınız.
• Öğrencinin okul dışı ilgileri ve başarıları için aile ile sıkça görüşünüz.
• Eve olumlu yazılı mesajlar gönderiniz.
• Öğrenci ile baş başa görüşmek için zaman yaratınız.
• Eğer öğrenci içe dönük ya da ileri derecede utangaç ise sınıf arkadaşları ile ilişkiye girmesi için cesaretlendiriniz.
• Zedelendiğini belirlediğinizde sıkça destekleyiniz.
• Çocuğun zorlanması ya da sıkıntıya girmesi ile ilgili belirtilere dikkat ediniz,gerginliği azaltmak ve öfke patlamasından kaçınmak için cesaret veriniz ya da iş yükünü azaltınız.
• Öfkesini bastıran ya da kolay öfkelenen çocuklarla konuşmak için daha çok zaman ayırınız.
• Öfkenin nasıl denetlenebileceğini kısaca anlatınız Ortamdan uzaklaşması için cesaretlendiriniz ;yatışma yöntemlerini kulanınız.(yüz yıkama, gevşeme) öfke gelişirse yakını bir erişkinle konuşunuz.
OKUL BAŞARISI
• Eğer okuma zayıf ise ; okuma için ek süre veriniz, yazıyı önceden okumasını sağlayınız, sesli okumadan kaçınınız.
• Eğer sözel anlatım zayıf ise ; tüm sözel yanıtları kabul ediniz. Sözel bildirim yerine gösterimi kabul ediniz. Öğrenciyi yeni fikirler ve deneyimler hakkında konuşmak için cesaretlendiriniz. Öğrencinin kolayca konuşabileceği konuları seçiniz.
• Eğer yazı dili zayıf ise; bildirim için yazı dışındaki seçenekleri kabul ediniz (örneğin gösterim ile sesli olarak). İmkan varsa bilgisayar, daktilo ya da teyp kaydını kabul ediniz. Büyük miktarlarda yazılı görev vermeyiniz, çoktan seçmeli ya da boşluk doldurma biçiminde sınav uygulayınız.
• Eğer matematik zayıf ise; rakamları yerleştirebilmesi için hemen geri bildirimler veriniz; doğrusunu göstermek için hemen geri bildirimler veriniz ve örnek olması için yanlış yaptığında doğru hesaplama yöntemini hemen gösteriniz.
ÇALIŞMAYI DÜZENLEME
• Ders çalışmayı düzenlemek için ailenin yardımını isteyiniz.
• Yapılmış ev ödevlerini denetleyiniz.
• Günlük / Haftalık gelişmeleri eve rapor ediniz.
• Düzenli olması için sırasını ve defterini sıkça kontrol ediniz.
• Dağınıklığı cezalandırmak yerine düzenli olmaya özendiriniz.
• Öğrencinin yedek olarak evde defter ve kitap bulundurmasını sağlayınız.
• Bir seferde yalnız bir görev veriniz.
• Kısa sürede ulaşabileceği hedefler için öğrenciye eşlik ediniz.
• Eğer imkan varsa bilgisayar ya da daktilo klavyesi kullanma becerilerini geliştirmesi için cesaretlendiriniz veya ödevlerini teybe kaydederek yapmasına izin veriniz.
UYUM
• Uygun davranışları hemen övünüz.
• Küçük hataları görmezden geliniz.
• Dikkatinizi olumlu davranışları pekiştirmek için kullanınız.
• Uygunsuz davranışları çocuğu azarlamadan, eleştirmeden ve dövmeden “bu davranışını beğenmiyorum” şeklinde ifade ediniz.
• Arkadaşları arasında eleştirmekten ve azarlamaktan kaçınınız.
• Sınıfta öğrenciler arası davranış denetleme sistemini gösteriniz.
SOSYALLEŞME
• Uygun davranışı ödüllendiriniz. Örneğin sınıfta alkışlatmak gibi.
• Sosyal ilişkileri gözleyiniz.
• Sosyal davranışlar için hedef belirleyiniz ve bir ödül düzeni oluşturunuz.
• Sözel olarak ya da özel işareti ile uygun sosyal davranışları başlatınız.
• Çalışmalarda diğer öğrencilerle işbirliği içinde öğrenmesini cesaretlendiriniz.
• Küçük gruplar halinde öğrencilere sosyal beceri eğitimi veriniz.
• Öğrenciyi sık sık övünüz.
• Yaşıtları arasında iken öğrenciye özel sorumluluklar veriniz. Böylece diğer öğrenciler tarafından olumlu bir açıdan değerlendirilmesini sağlayınız.

DİKKAT EKSEKLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLERİN
ÖĞRETMENLERİNE 50 YARDIMCI KURAL
1. Her şeyden önce, öğrencinizin yaşadığı sorunun, Dikkat Eksikliği olduğundan emin olmalısınız. Teşhis koymak doğal olarak öğretmenlerin işi değildir ancak bu konuda anne babayı yönlendirebilirsiniz. Çocuğa iyi ve doğru bir teşhis konulduğundan emin olana kadar da soru sormaya devam etmelisiniz. Bütün bu aşamalar sizin sorumluluğunuz değildir: ancak anne babaya destek olabilirsiniz.
2. Size yardımcı olabilecek kaynakları harekete geçirin. Eğer sınıfınızda 1 den fazla Dikkat Eksikliği olan çocuk varsa çok yorulursunuz. Okulun ve anne babaların desteğini isteyin. Bir sorun ortaya çıktığında danışabileceğiniz, bu konuda bilgili bir profesyonelle - psikiyatrist, psikolojik danışman, okul psikologu, çocuk doktoru - işbirliği yapmalısınız. Bu konuda size yardımcı olacak kişinin unvanı değil, bu konuda ne kadar bilgisi olduğu, Dikkat Eksikliği olan kaç çocukla ilgilendiği ve sade, öz konuşabilmesi önemlidir. Anne baba ile sürekli iletişim kurarak onların da aynı hedefler için çalışmasını sağlamalısınız.
3. Kaldırabileceğiniz yükün sınırlarını bilin. Yardım istemekten çekinmeyin. Bir öğretmen olarak bu konuda uzman olmanız beklenemez.
4. Çocuğun kendisine, ona nasıl yardımcı olabileceğinizi sorun. Dikkat Eksikliği olan çocukların sezgileri genellikle çok gelişmiştir. Eğer nasıl daha iyi öğrenebilecekleri kendilerine sorulursa bunu anlatmaktan çekinmezler; ama bu bilgiyi gönüllü olarak anlatmaktan çekinirler çünkü anlatacakları yöntem genellikle sıra dışıdır. Bu yüzden öğrencinizle baş başa oturun ve nasıl daha iyi öğrenebileceği konusunda onun fikirlerini öğrenin. Bir çocuğun en iyi ve kolay nasıl öğrenebileceği konusundaki en büyük "uzman" yine kendisidir ama ne yazık ki çoğu zaman fikirleri ya duymazdan gelinir ya da hiç sorulmaz.
5. Öğrenmenin duygusal yönünü göz ardı etmeyin. Bu çocuklar sınıftaki faaliyetlerin eğlendirici yönünü bulmak, başarısızlık ya da beceriksizlik yerine başarılı olmanın tadına varmak, korku ya da sıkıntı yerine heyecan yaşamak ihtiyacındadırlar. Sınıftayken çocuğun yaşamakta olduğu duyguları gözlem altında tutmak gereklidir.
6. Dikkat Eksikliği olan öğrenciler düzenli ortamlara ihtiyaç duyarlar. Kendi başlarına iç dünyalarını düzenleyemedikleri için dış dünyalarının başkaları tarafından düzenlenmiş olmasını gereksinirler. Listeler yapın. Ne yapacaklarını unutan ya da bilemeyen çocuklar bu listeleri çok faydalı bulacaklardır. Onların hatırlatılmaya; prova yapmaya; tekrar yapmaya; yönlendirilmeye; sınırlar konulmasına ve düzene, ihtiyaçları vardır.
7. Kuralları yazın ve her dakika göz önünde olacağı bir yere asın. Çocuklar kendilerinden ne beklendiğinden emin olduklarında, çevrelerindeki kişilere daha fazla güven duyacaklardır.
8. İşlerin nasıl yapılması gerektiğini tekrarlayın, yazın, söyleyin, tekrar tekrarlayın. Dikkat Eksikliği olan kişiler direktifleri bir kereden fazla duymak ihtiyacındadırlar.
9. Sürekli göz göze gelmeye çalışın. Dikkat Eksikliği olan bir öğrenci ile göz göze gelerek, onu "daldığı alemden" geri getirebilirsiniz. Sık sık tekrarlayın.
10. Dikkat Eksikliği olan öğrencinizi size en yakın noktaya oturtun. Böylece dalıp gitmeye meyilli öğrencinizin dikkatini her an üzerinizde tutabilirsiniz.
11. Sınırlar koymaktan çekinmeyin. Sınırlar çocuklara ceza vermek için değil onları rahatlattığı ve çevrelerine güven duymalarını sağladığı için konur. Sınır koymayı sık sık, sizden beklediği gibi, vaktinde ve yalın bir biçimde yapmaya çalışmalısınız.
12. Önceden belirlenmiş bir programa dakik bir biçimde sadık kalmasını sağlayın. Bu programı tahtaya ya da öğrencinin sırasına yapıştırabilir ve sık sık bakması için uyarabilirsiniz. Eğer programda bir değişiklik yapmak durumunda kalırsanız ki öğretmenler bundan pek hoşlanırlar; öğrencinizi uyarın ve hazırlayın. Dikkat Eksikliği olan çocuklar için haber verilmemiş bir değişime uymak çok zordur. Değişiklikleri uzun zaman önceden haber vermeyi ihmal etmemelisiniz.
13. Okul sonrasında yapması gerekenleri yazması için yardımcı olun. Böylece Dikkat Eksikliği olan çocukların en büyük özelliklerinden birinin önünü alabilirsiniz: ERTELEME.
14. Mümkünse, belli bir zaman içinde bitirilmesi gereken sınavlar yapmayın. Sınavlara zaman koymanın eğitsel bir değeri zaten yoktur ve belirli bir zaman içinde bitirilmesi gereken sınavlar Dikkat Eksikliği olan çocuklara bildiklerini gösterme fırsatı vermez.
15. Dikkat Eksikliği olan öğrencinizin arada bir sınıftan çıkmasını sağlayarak - sınıf dışında bir iş yaratarak- bir emniyet sübabı oluşturun: Eğer, bunu sınıfın kuralları içine oturtabilirseniz o zaman çocuğa sınıfta kalıp "kendini kaybetmek" yerine; bir şans vermiş olursunuz ve aynı zamanda da kendini izleme ve kontrol etmeyi öğretirsiniz.
16. Ödevleri kontrol ederken, miktardan çok ödevin kalitesine bakın. Dikkat Eksikliği olan çocuklar genellikle omuzlarına fazla yük alamazlar. Öğrenmeye devam ettikleri sürece buna izin verilmelidir. Diğer çocuklar kadar çok bilgi öğrenebilirler ama kimi zaman onların yapabileceği kadar ödev yapamazlar.
17. Çocuğun neler öğrendiğini sık sık kontrol edin. Dikkat Eksikliği olan çocuklar için bu tür kontroller çok yararlıdır; çalışmaya devam eder, kendilerinden neler beklendiğini bilir, hedeflerine ulaşıp ulaşmadıklarını gözlemleyebilir ve cesaretlenirler.
18. Büyük projeleri, küçük ve bitirilmesi kolay parçalara bölün. Bu kural, Dikkat Eksikliği olan çocukların öğrenimlerindeki en hayati kuraldır. Büyük projeler Dikkat Eksikliği olan öğrencileri hemen yıldırır ve "Ben- bunu- bitirmeyi -asla- başaramam" demelerine neden olur. Oysa büyük bir işi kolayca başarılabilir küçük parçalara bölmek, onları ürkütmeyecektir. Bu çocuklar genellikle sandıklarından daha fazlasını başarabilirler. Öğretmen böylece çocuğa kendini kendine ispatlayabilmesi için yardımcı olur. Özellikle küçük çocuklarda bu yöntem, başarısızlık korkusuna kapılan çocukların yaşadıkları öfke nöbetlerinin de önüne geçer. Daha büyük çocuklarda ise genellikle yerleşmiş olan, yenilgiyi baştan kabullenmek olgusunun önüne geçer.
19. Sınıfta şakacı, alışılmışın dışında, neşeli biri olmaya çalışmalısınız. Dikkat Eksikliği olan çocuklar, eğlenceye bayılırlar ve hemen katılırlar. Bu da dikkatlerini toplamalarına neden olur- hem çocuğun hem de sizin. "Tedavileri" sırasındaki hayatları baştan sona düzen, program, listeler ve kurallar gibi sıkıcı şeylerle doludur. Oysa siz Dikkat Eksikliği olan öğrencilerinize; bunları uygulamak için sizin sıkıcı bir öğretmen ya da onların sıkıcı öğrenciler olmasının şart olmadığını göstermelisiniz. Arada bir biraz neşe ölçüsünü kaçırabilirseniz bunun çok yardımı olduğunu göreceksiniz.
20. Bu arada çocukları fazla heyecanlandırmaktan da kaçınmalısınız. Unutmamalısınız ki Dikkat Eksikliği olan çocuklar kaynamakta olan süt tenceresine benzerler, kaşla göz arasında taşarlar. Ateşi hemen söndürebilmek için sütten gözünüzü ayırmamak gerekir.
21. Çocuğun başarılarını yakalamak ve övmek için hep tetikte olun. Dikkat Eksikliği olan çocuklar, o kadar fazla başarısızlık yaşarlar ki, verebileceğiniz her türlü olumlu tepkiye ihtiyaçları vardır. Göz ardı edilmemesi gereken diğer bir nokta da; bu öğrencilerin övgüye çok olumlu tepki verdikleridir. Cesarete, çok ama çok ihtiyaçları vardır. Sanki övgüyle büyür ve gelişirler. Övgü almadıkları durumda siner ve içlerine kapanırlar. Dikkat Eksikliğinin en fazla zarar verdiği alan, çocuğun kendine olan güvenidir. Onun için bu çocukları övgü ve cesaretle beslemeyi unutmayın.
22. Dikkat Eksikliği olan çocukların en büyük sorunu hatırlayamamaktır. Hatırlamalarına yardımcı olabilmek için onlara küçük hileler öğretin. Öğrenme zorluğu yaşayan çocuklar alanındaki çalışmaları ile en önemli uzmanlardan biri olan Dr.Mel Levine, Dikkat Eksikliği olan çocukların "canlı hafıza" ya da başka bir deyişle: hafıza sofrasındaki mevcut yer konusunda sorunlar yaşadığını belirtmektedir. Aklınıza gelebilecek her türlü hile - ipuçları, kafiyeler, kodlar ve benzerleri- hafızanın geliştirilmesine yardımcı olacaktır.
23. Öğretirken konu başlıklarını kullanın, ana fikir çıkarmayı öğretin. Bu konular Dikkat Eksikliği olan çocuklar tarafında kolay öğrenilmezler ancak bir kez öğrendiler mi öğrendiklerini şekillendirebilirler. Bu yöntem, çocuğa öğrenmeyi başardığı bilgilerin gerekli olduğu duygusunu da aşılayacaktır. Çünkü genellikle öğrendiklerinin gereksiz, hiç kullanmayacakları bilgiler olduğu yönünde inançları vardır.
24. Neler söyleyeceğinizi söylemeden önce anons edin, sonra söylemek istediğinizi söyleyin. Dikkat Eksikliği olan çocukların çoğu daha ziyade duyduklarını değil gördüklerini daha çabuk öğrendikleri için; eğer söylemekte olduğunuzu tahtaya da yazarsanız çok yardımcı olursunuz. Bu tür bir eğitim, bilgileri hiç silinmeyecek şekilde çocukların akıllarına kaydedecektir.
25. Talimatlarınızı basitleştirin. Seçilecek şıkları basitleştirin. Zamanlamayı basitleştirin. Basit cümleleri kavramak daha kolaydır. Ama renkli cümleler kullanın, renkli bir dil dikkat toplamaya yardımcı olur.
26. Çocukların kendilerini değerlendirebilmeleri için onlara yardımcı olun. Dikkat Eksikliği olan çocuklar kendilerini değerlendiremezler. Çoğu zaman nasıl davrandıklarının ya da bulundukları noktaya nasıl geldiklerinin farkında değildirler. Onlara bu bilgiyi yapıcı bir tavırla aktarın. Şöyle sorular sorabilirsiniz; "Şimdi ne yaptığının farkında mısın?","Bunu başka bir şekilde söyleyebileceğini biliyor musun?" ya da "Sen öyle dediğinde, arkadaşının neden üzüldüğünü biliyor musun?" Kendi kendini tanımasına yardımcı olacak sorular sormayı denemelisiniz.
27. Ondan beklediklerinize açıklık kazandırın
28. Davranışların yönlendirilmesini sağlamak için daha büyük çocuklarda puanlama sistemi ve daha küçük çocuklarda ödüllendirme sistemi geliştirin. Dikkat Eksikliği olan çocuklar için ödül almak ya da saptanan hedeflere ulaşmak çok önemlidir.
29. Eğer çocuk sosyal işaretlerden - vücut dili, ses tonu, zamanlama ve benzerleri- anlamıyorsa; o zaman tedbirli bir şekilde bunları anlamayı ona öğretmelisiniz. Örneğin; "Sen kendi hikayeni anlatmadan önce arkadaşınınkini bir dinle bakalım" ya da "Karşındaki ile konuşurken onun gözlerine bakmaya çalışmalısın". Dikkat Eksikliği olan çocukların çoğunluğu bencil ya da farklı olarak damgalanırlar ama onlarda eksik olan başkaları ile düzeyli iletişim kurma becerisidir. Bu beceri çocuklarda doğuştan olmaz ama öğretilebilir ya da yönlendirilebilir.
30. Sınav tamamlamayı öğretin.
31. İşleri oyun şekline getirin.
32. Çocukları çifter ya da üçer gruplar halinde ayırın. Birlikte çalışabilecek grup şeklini bulana kadar denemekten vazgeçmeyin.
33. Grubuna bağlı kalmasına dikkat edin. Dikkat Eksikliği olan çocuklar bir gruba ait olmak ve işlev sahibi olmak ihtiyacı duyarlar. Yapacak bir işleri olduğu sürece, yaptıkları işe odaklanırlar ve hayale dalmazlar.
34. Olanak buldukça çocuğa sorumluluğunu verin. Sırt çantasını nereye koyması gerektiğini hatırlayabilmesi için kendi kendine bir yöntem bulmasını sağlayın. Nelere ihtiyacı olduğunu ona dikte etmek yerine sizden yardım istemesini bekleyin.
35. Evden-okula-eve bir ödev defteri tutturun. Bu yöntem ev ile okul arasında sürekli bir iletişim sağlanması için en geçerli yöntemdir.
36. Günlük karne sistemi geliştirin. Çocuk küçükse karne eve gitmeli daha büyükse direkt olarak çocuğa okunmalıdır. Günlük karne disiplin amaçlı değil ama cesaret verici olmalıdır.
37. Alarmı olan saatler, çocuğun kendini zamanlaması için çok yardımcıdır. Örneğin; ilacını almayı hatırlayamayan bir çocuk eğer alarmlı bir kol saati takarsa ya da çalışma saatinde masasına bir saat konursa, zamanın nereye gittiğini görmesi çok yararlı olacaktır.
38. Dikkat Eksikliği olan çocuklar, neler olacağını önceden bilmek ve kendilerini hazırlamak ihtiyacındadırlar. Eğer aniden ne yapmalarını gerektiğini bilmedikleri bir zaman dilimi ile karşı karşıya kalırlarsa süt tenceresi kaynayıp taşacaktır.
39. Övün, sırt sıvazlayın, onaylayın, cesaret verin, umutlandırın.
40. Daha büyük çocuklara, öğrendiklerini daha sonra hatırlayabilmek için küçük notlar yazmalarını önerin. Notlara yalnızca kendilerine söylenenleri değil kendi düşüncelerini de eklemeleri yararlı olur. Bu yöntem söylenenleri daha dikkatli dinlemelerine neden olacaktır.
41. Dikkat Eksikliği olan çocukların çoğu el yazısıyla yazı yazmakta zorlanırlar. Bu yeteneklerini geliştirebilmeleri için alternatifler yaratın. Örneğin daktilo yazmayı öğrenmesini önerin ya da yazılı sınav yerine sözlü sınav yapın.
42. Bir senfoniyi yöneten bir orkestra şefi gibi davranın. Orkestranın senfoni başlamadan önce dikkatini toplamasını sağlayın.(Bunun için sessizlik ya da el çırpma yöntemini kullanabilirsiniz) Sınıfın değişik bölümlerine elinizle sinyaller vererek notaları zamanında çalmalarını sağlayın.
43. Olanak buldukça, birlikte çalışabilmeleri için onları her ders için bir çalışma arkadaşı seçmeye ve telefon numarasını yazmaya teşvik edin.
44. Çocuğun arkadaşları tarafından damgalanmasını önlemek için, sınıf arkadaşlarına durumu açıklayın ve normal davranmalarını sağlayın.
45. Anne babayla sık sık görüşün. Onlarla yalnızca sorun ortaya çıktığında görüşmekten kaçının.
46. Evde yüksek sesle kitap okumasını önerin. Sınıfta, olanak buldukça yüksek sesle okuyun. Çocuğun tek bir konu üzerinde odaklanma alışkanlığı kazanmasına yardımcı olun.
47. Tekrarlayın, tekrarlayın, tekrarlayın.
48. Hem çocuk hem yetişkin Dikkat Eksikliği tedavisinde en etkili yöntem; bol miktarda spor yapmaktır. Sportif faaliyetler, enerjinin fazlasını kullanmayı, dikkati tek bir noktaya yoğunlaştırmayı ve hormonların ve beyin hücrelerinin uyarılmasını sağlar. Basketbol, voleybol ya da futbol gibi takım sporlarını ya da yüzme, ip atlama ve koşma gibi kişisel spor faaliyetlerini teşvik edin.
49. Büyük çocuklarla, sınıfa girmeden önce, öğretilecek konuları tartışmak; stres faktörünü azaltacaktır.
50. Her an kıvılcımları yakalamaya hazır olun. Dikkat Eksikliği olan çocuklar göründüklerinden daha yetenekli ve beceriklidirler. Yaratıcı güçleri, espri yetenekleri, neşeleri ve kavrama kapasiteleri sınırsızdır. Gayet esnektirler. Yardımsever ve şefkatlidirler. İçinde bulundukları ortama, kendilerinde varolan "o özel kıvılcım" sayesinde hayat katarlar. Unutmayın, her gürültünün içinde bir melodi ve yazılması gereken bir senfoni vardır.

BENİM OLUMLU YÖNLERİMDE VARDIR:
DEHB olanların olumlu yönleri de vardır. Genellikle DEHB den söz edilirken olumlu yanlara fazla dikkat çekilmiyor.Bir uzman tarafından bir çocuğa ya da yetişkine DEHB teşhisi konduktan sonra anne-babalar, öğretmenler, arkadaşlar ve meslektaşlar yardımcı olurlarsa işte o zaman bu yaratıcılık ve üretkenlik su yüzüne çıkar.
Çoğunluğu her alanda yaratıcı, deneyci, enerjik ve üretken insanlardır.
DEHB olan kişiler genellikle olağanüstü yaratıcı ve 6. hisleri güçlü kişilerdir.
Başkalarının metotlar çerçevesinde, kurallarla düşünürken göremedikleri detayları görür ve hissederler.
Sonuca nasıl vardıklarını açıklayamayan, fikirlerinin kaynağını söyleyemeyen ya da nasıl olup ta böyle bir resim yaptığını bilmeyen ya da bu kestirme çözüme nasıl ulaştığını yazıya dökemeyen kişiler işte onlardır.
Bir gün gereksiz bir söz ettiği için okuldan uzaklaştırılan, ertesi gün olağanüstü bir söz söylediği için ödüllendirilen çocuklar da onlardır.
Onlar elleriyle dokunarak, hissederek öğrenen ve yapmaktan çekinmeyenlerdir.
Onlar, pek çok şeyi hissederek bilme yeteneğine sahiptirler. Çoğumuzun ışık olmadığı için göremediği şeyleri onlar karanlıkta hissederek bulurlar.
Diğerlerinin , DEHB olan kişilerde varolan bu "altıncı his" yeteneğine saygı göstermeleri gereklidir..
Onları konuşurken dinlemek yorucudur, ne söylediklerini anlamak ve toparlamak uğraşmayı gerektirir. Ama onları ciddiye alır ve anlamaya çalışırsanız şaşırtıcı sonuçları ve çözümleri anlattıklarını duyarsınız. Söylemek istediğim, konuşma tarzları çoğunluklan farklı olsa da ve hatta karmakarışık gibi gelse de; sabır ve anlayışla davranıldığında bundan herkesin karlı çıkacağıdır.

Eğlenceli bir kişilik
Edison, Einstein, Walt Disney ve Beethoven
Dünya batarken kim tek bir şeye bütün dikkatini verebilir?
Esnek bir kişilik
Her zaman her şeye hazır olmak
Yaratıcılık
Neyin adil olup neyin olmadığı konusunda çok gelişmiş bir doğruculuk
Tehlikeden korkmamak
Uyanıklık
Her zaman özgün fikirlerin yaratıcısı olmak
Kimsenin anlayamayacağı kadar uçuk hikayeler yaratacak kadar yaratıcı ve bunları "derin düşünceler" adı altında yayınlayacak kadar girişimci olmak
Teoriler üretmek
Her zaman umutla dolu olmak
İş görüşmelerini sıkıcı olmaktan kurtarmak
Bir bilgisayarın beynine sahip olmak
Çok gelişmiş bir estetik duygusuna sahip olmak
Unutulmuş giysileri dolap diplerinde bularak sürekli sevinmek
Espriler yapabilmek
Birbiriyle hiç ilgisi yokmuş gibi görünen fikirleri birbirine bağlayabilme yeteneği
Başkaları karanlıkta birbirine toslarken gerçeği kolaylıkla görebilmek
Bağımsızlık
Neden? sorusunda direnmek
Romantiklerin en sonuncusu
Bir sürü şeye ilgi göstermek
Ağzından bal akmak
Bilgisayar gibi yeni buluşlara karşı özel ilgi göstermek
Sınıfın "en komiği","en hareketlisi" ve "kendisini en kolay kurban edebilen kişisi" Yarışmalarını hep kazanmak
Alışılmışla tatmin olmamak
Şefkatli olmak
Kaybolan paralarını olmayacak yerlerde bularak mutlu olabilme yeteneği
Hayal kırıklığından çabucak kurtulma yeteneği
Bitmek tükenmek bilmez bir şekilde enerjik olmak
Yılmazlık
Çevrelerindeki kişilerin duygularına ilgi göstermek
Çaresizlik anlarında her zaman yeni olanaklar yaratabilme yeteneği
Altıncı duyuya sahip olmak
Karışıklığa tolerans gösterebilme yeteneği
İnandıkları uğrunda savaşma cesareti olmak
Başkalarına cesaret aşılamakta özel bir yetenek sahibi olmak

Kimi zamanda çocuklarda dikkat eksikliği olmadan aşırı aktivite ortaya çıkabilmektedir. Bu çocukların normal aktiviteleri aşırı bir şekilde artmakta, ellerini, kollarını oynatmakta, kimi zaman uykuda bile el ve ayaklarında oynamalar olmaktadır. Bu çocuklar genellikle canlı, hareketli ve yaşam doludurlar. Gün boyu oynar, koşar ve zıplarlar. Sürekli bir gidiş geliş içinde, durmadan bir şeyler yaparlar, yorulmak nedir bilmezler. Bu çocukların en belirgin özellikleri; dikkatsizlik, dikkatin kolay dağılması, sürdürülememesi, aşırı hareketlilik, davranışlarda fevrilik, ani ve düşünmeden hareket etmedir.
ANNE BABALAR NE YAPMALI?
Çocuklarına, bir uzman doktor tarafından "Dikkat Eksikliği Sendromu" teşhisi konulan anne babalar, çocuklarında aşağıdaki davranışları gözlemlerler:
Birden parlayan öfke, sürekli olarak otoriteye karşı savaş, "hayır" cevabını kabullenmemek, kuralları ve yapılması gereken davranışları hatırlamamak, arkadaş edinmekte zorluk çekmek.
Araştırmalar, çocukların %5inin (erkek çocuklar kız çocuklardan fazla) bu özelliklerin bazılarını ya da tümünü sergilediğini ortaya koymuştur.
İyi haber, bu çocukların aynı zamanda da çok özel yetenekleri olan çok özel çocuklar olduğudur. Yaratıcı ve tartışmaya açıktırlar ve olağanüstü gelişmiş bir kişisel adalet duyguları vardır. Onların dikkatleri "eksik" değil "değişiktir" Zeka kapasitelerinde eksiklik olmadığı ise çok açıktır. Bu olumlu yönler onlara yetişkin hayatlarında çok yardımcı olacaktır ama önce kazasız belasız çocukluk dönemlerini yaşamaları gerekmektedir.
Fazla Uyarı, Dikkat Eksikliği Olan Çocukların, Sorunlar Yaşamalarına Neden Olur
Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocuklar, isteyerek böyle davranmazlar. Doğal olarak bütün çocuklar anne babalarına karşı gelirler ama onların böyle davranmasında başka etmenler rol oynar. Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocuklar, uyarılara çok açık olmalarının yarattığı stres dolayısıyla istenmeyen davranışlarda bulunurlar.
Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocuklar biyokimyasal olarak duyularını, duygularını ve akıllarını, çevredeki uyarılar yoğunlaştığı zaman kontrol edemezler. Gördükleri, kokladıkları, duydukları, hissettikleri ve düşündükleri onları had safhada uyarmaktadır. Bazı çocuklar aynı şeyleri "baskı" karşısında duyar ve bu da hiperaktif davranışlara ya da konuşma zorluğuna yol açar.
Bu kadar uyarının içinde çocuk, dikkatini toplayacağı konuyu seçemez. Onda, herkesin istediği algılama gücünden ne yazık ki çok fazla vardır. Böylece, öğrenim hayatı zorluklarla dolu, öğrenmenin verdiği tatmin hissinden yoksun bir hal alır. Ve tabii bolca da stres.
İçine düştüğü stresi yatıştırmak için umutsuzca çırpınan çocuk hiperaktif davranışlar sergilemeye başlar ya da başkalarını kendisine tepki göstermeleri için kışkırtmaya çalışır. Tehlikeli riskler almaya, ateş, bıçak ve kendisine yasaklanan her şeyle oynamaya başlar. Sanki yaşadığı uyarılardan bir başarı payı çıkarmaya çalışmaktadır.
Bir diğer grup çocuk da yaşadığı stresten bunalarak depresyona, hayalciliğe kapılır ya da rahatsız edildiğinde korkunç öfkelenir. Zorlukla bulduğu kim olduğu düşüncesine öyle sıkıca sarılmıştır ki rahatsız edilmek ona neredeyse acı verir. Kendini fazladan uyarılara karşı korumaya çalışmaktadır.
Çocuğunuza ve kendinize yardımcı olabilmenin ilk adımı, çocuğunuzun nasıl bir tatmin duygusu aradığını keşfetmektir. Bunu en iyi şekilde yapmanın yolu ise onun davranışlarını izleyerek bir defter tutmaktır.
Ancak sizden yardım isterse ona yardım edin. Amacınız, çocuğunuzu kendinize bağımlı kılmak değil sizden bağımsız olarak doğru kararlar alabilmesini öğretmektir.
ARKADAŞ EDİNEBİLMESİ İÇİN, ÇOCUĞUMA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİM?
Sosyal davranışların öğretilmesinde her yöntemde kullanılan ana unsur; çocuğa örnek olmaktır. Çocuklar, sosyal davranışlarını taklit yoluyla öğrenirler. Konuşurken kötü sözler kullanmamak, istenen davranışları övgüyle karşılamak, selamlaşma sözcüklerini daima ve güler yüzle sarf etmek, çocukların taklit yoluyla öğrendikleri geçerli sosyal davranışlardır.
Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocuklar, ebeveynlerinin yüz ifadelerini anlamakta zorlanırlar, ama eğer bu ifadelerin ardındaki manayı anlamak çocuğa öğretilirse; sosyal ilişkilerinde büyük bir gelişme görülür. Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocukları, istenen davranışları sergilediklerinde hemen övmenin yararını akıldan çıkarmamak gerekir.
Doğru sosyal davranışlar sergileyen çocuklarını anında ve açık bir şekilde öven - göz kırparak, el işaretleriyle ve hatta komik suratlar yaparak - anne babalar bunun yararlarını sosyal ilişkilerin iyileşmesi şeklinde gözlemleyeceklerdir. Çocuğunuzun başarısının sonucunu değil, başarmak için gösterdiği gayreti övmelisiniz.




VELİLER İÇİN 10 ÖNERİ
1. Okula asla sinirliyken gitmeyiniz. Öfke öfkeyi doğurur. Çocuğu, okuldan geldiğinde, öğretmeninin ondan nefret ettiğini duyan her veli doğal olarak sinirlenir. Özel yetenekleri olan çocukların velileri için bu daha da kolaydır çünkü büyük bir olasılıkla velinin de özel yetenekleri vardır. Aynı yaşlarda okulda aynı davranışlara maruz kalmıştır. Bu olguyu kabullenirseniz geçmişten kalan acılarınızı çocuğunuzun öğretmeninden çıkarmazsınız.
Öfkeniz durulduktan sonra okulu arayarak çocuğunuzun öğretmeni ile görüşün; okul, bürokratik hiyerarşi sistemi ile yönetilir. Eğer sorun sınıf ortamında yaşanmışsa önce öğretmeni arayarak söylediklerini dikkatle dinleyiniz; açıklamaları sizin için yeterli değilse o zaman okul müdürünü arayarak, sınıf öğretmenin de bulunacağı bir görüşme talep ediniz.
2. Kırıcı olmamaya çalışınız. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Sendromu ve Kaynaştırma Eğitimi konusunda bilginiz arttıkça, zaman zaman rahatsız edici durumlarla karşılaşırsınız. Örneğin; çocuğunuzun öğretmeni, yeni araştırmalarla tersi ispatlanmış bilgilere atıf yapabilir. Bazı öğretmenler yeniliğe ve bilgi akışına açık olmalarına karşın bazıları bu konuda alınganlık gösterebilir. O zaman çocuğunuza yardımcı olabilmek için başka yollar denemelisiniz.
3. Kendinizin ve karşınızdakilerin kullandıkları sözcüklere dikkat gösteriniz. Çocuğunuzun öğretmeni anlamadığınız bir sözcük kullandığında açıklama isteyin. Kimi zaman farklı kişiler aynı sözcüklere farklı yorumlar getirirler ve bu da yanlış anlaşmalara yol açar. Aynı lisanı konuşmadığınız kişilerle bir anlaşmaya varmanız zordur.
4. Kendinize "Bu sorunu kim çözebilir?" sorusunu sorunuz. Bir sorunu çözmek için girişimde bulunmadan önce bu sorunun cevabını verebilmelisiniz. Eğer çocuğunuzun öğretmeni, çocuğunuzun sorunlarına çözüm getiremeyeceğini ifade ederse o zaman müdür, rehberlik öğretmeni, okul psikologu ya da okulda bu konuda bilgi ve yetki sahibi birisi ile bir toplantı önerip, öğretmene yardımcı olmalarını sağlayabilirsiniz.
5. Bir plan yapınız. Çocuğunuz için uzun vadede ve kısa vadede istediklerinizin bir listesini yaparak, bir hareket planı geliştiriniz. Planınızı bir takvime uygulayınız. Kendinizi bir yöntem uzmanı olarak görünüz. Bir sorunu çözümlemek için önce sorunu tanımlamak sonra olası çözümler için kafa yormak, en başarılı olacağını düşündüğünüzü seçmek ve çözümü denemek gerekir. Eğer bir çözüm işe yaramazsa o zaman bir ikincisini olmazsa bir üçüncüsünü denersiniz. Kararlı, planlı hareket ederek kendinizi amacınıza odaklayınız.
6.Yaptıklarınızı kağıda dökerek, saklayınız. Eğer birden fazla çocuğunuz, işiniz, eviniz, gönüllü bir göreviniz ve bir kaç tane de hobiniz varsa, çocuğunuzun öğretmeni ile en son ne zaman konuştuğunuzu, nelerden konuştuğunuzu ve ne kararlar aldığınızı hatırlamak zordur. Neler yaptığınızı yazarak hatırlayınız.
7. Öğretmenlere teşekkür etmeyi unutmamalısınız. Veli-öğretmen görüşmelerinin ertesi günü bir teşekkür notu gönderebilirsiniz. Görüşme iyi gitmemiş bile olsa, öğretmene size ayırdığı zaman için teşekkür edebilirsiniz. İletişim kanallarını daima açık tutmak çocuğunuzun yararına olacaktır.
8. Kendinizi bilgilendirin. Çocuğunuzun sınıfı, kanunlar ve "özel eğitim gerektiren çocukların hakları" konusunda araştırma yaparak bilgi sahibi olunuz. Çocuğunuzun öğretmeni ile en uygun görüşme zamanı, bir sorun yaşanmadan öncedir. Okul yılı başında öğretmenle arkadaşça bir ilişki kurunuz. Okulda yapılan toplantıların hepsine katılınız. Bu toplantıların sıkıcı olduğu doğrudur ama toplantılar sırasında başka hiçbir yerde öğrenemeyeceğiniz bilgiler edinirsiniz. Okul yönetimi ile konuşarak özel eğitim gerektiren çocuklar için ne gibi yatırımlar yaptıklarını, yapacaklarını öğreniniz.
9. Diğer velilerle dayanışma içinde olunuz. Başkaları ile benzer sorunları paylaştığınızı bilmek, kendinizi iyi hissetmenize neden olacaktır. Anne baba olmak çok zor bir iştir. Farklı bir çocuğa sahip olmak çok çok zor bir iştir. Çocuğunuzun güçlü yanları olduğunu, dünyayı farklı olarak algıladığını, değişik bir bakış açısı olduğunu, duygularının kimi zaman çok güçlü olduğunu ve kendine özgü merakları olduğunu aklınızdan çıkarmamalısınız.
Başkalarının çocuklarınız hakkında yaptığı olumsuz eleştirileri en iyi karşılama yöntemi; eleştiriyi cevaplarken karşınızdakinin söylediği olumsuz düşünceyi olumlu hale getirmektir. Örneğin; eğer birisi size çocuğunuzun çevre edinemediğini söylerse ona şu karşılığı verebilirsiniz, "Evet. Oğlum her zaman bağımsız ve kendine yeten bir çocuk olmuştur." Bir başkası çocuğunuzun inatçı olduğundan söz ederse, o zaman da "Her zaman kararlı ve ne istediğini bilen bir çocuk olmuştur" diyebilirsiniz. Eğer birisi tutup da çocuğunuzu "garip ve acayip" olarak tanımlarsa, sizde ona "Evet. Çocuğumun yaratıcı ve hayal gücü olan bir çocuk olduğunun farkındayım." demelisiniz.
Çocuklarının yarım kalmış projelerine gömülmüş olarak yaşayan anne babalar vardır çünkü çocukları ne yapılması gerektiğinden ziyade nasıl yapılacağı ile ilgilenirler. Bazı evlerde tek bir tane işleyen el feneri yoktur çünkü çocuklar nasıl yapıldığını anlamak için el fenerini son vidasına kadar sökmüştür. Bu çocukların anne babaları ile ahbaplık kurunuz, yalnız olmadığınızı anlamak sizi rahatlatacaktır.
10. Çocuğunuzun iyi öğrenim görmesinin size bağlı olduğunu anlamalısınız. Çocuğunuzun öğrenimi için en önemli kişi onun hayatındaki en önemli kişidir; bu da sizsiniz. Çocuğunuza bol bol kitap almalısınız. Ama kitapları onun eline verip okumasını söylemeyin. Kitapları görebileceği yerlerde el altına koyun, er geç ilgisini çekeceklerdir. Değişik radyo kanallarını ve televizyon kanallarını izleyerek, onu değişik kültürler, inanışlar ve fikirlerle tanıştırın. Aile bütçenizin sizi kısıtlamasına izin vermeyin, yaratıcılığınızı kullanmalı ve kaynaklarınızı diğer ailelerle paylaşmalısınız.
Çocuğunuzla sohbet edin. Onunla konuşurken sorularına kısa ve öz cevaplar vermeye çalışın. Çocuğunuzun her anını doldurmaya çalışmayın, herkesin düşünmeye, planlamaya ve her şeyden önemlisi hayal kurmaya ihtiyacı vardır.
ANNE - BABALAR İÇİN
DİSİPLİN KURALLARI REHBERİ
Disiplin denince pek çok kişinin aklına ceza gelir.
Ancak disiplin ceza vermek değil, eğitmek, bilgilendirmektir. Pozitif yöntemlerle yapılan bu eğitimle çocuk özgüvenini ve kendi hareketlerini kontrol edebilme yetisini kazanır.
• Çocuklar için disiplin neden gereklidir?
Sizler çocuklarınızın ilk öğretmenlerisiniz.Disiplin kurallarını koyarken zorlanabilirsininiz. Bu nedenle disiplin neden gereklidir sorusunu cevaplayarak sizlere yardımcı olmak istiyoruz.
• Onları korumak için.
Genellikle büyükler çocuklarını kazalardan - kötülüklerden korumak için (disiplin kurallarına) başvururlar.
Örneğin, bir anne çocuğunu yanan sobadan uzak tutmak için onu uyarır; “Sobaya yanaşma, yanarsın,canın çok acır.”
• Sosyal beceriler
Disiplin kuralları çocukların başkaları ile ilişki kurmasını kolaylaştırır. Kendi hareketlerini kontrol edebilme becerisini onlara kazandırarak güven duygularını güçlendirir. Örneğin 12 yaşında bir çocuk okul kurallarını arkadaşına hatırlatarak onu uyarır ve doğacak bir problem veya çatışmayı ikisi için de engelleyebilir.
SINIRLARINI BİLMEK
Disiplin, çocukların kabul edilen davranışları anlamalarına ve hareketlerinin nerede başlayıp nerede bitmesi gerektiğini algılamalarına yardımcı olur. Örneğin, altı yaşında bir çocuk yuvada sırasını beklemeyi, söz alarak konuşması gerektiğini öğrenir.
DİSİPLİNİN FAYDALARI
• Düşünerek kurallara uygun davranma becerisini geliştirme,
• Hareketlerinin doğuracağı sonuçları mantık çerçevesinde algılamalı,
• Okul veya okul dışında başarılı bir yaşam sürdürmelerini sağlayacak bilgi ve kuralları öğrenme,
• Diğerlerinin de uyduğu ortak kurallara göre davranma,
• Aile ve toplumun değer yargılarını anlamalarına yardımcı olur.
“Disiplinin amacı, çocukların problemler karşısında kurallara uygun ve mantıklı çözümler üretmelerini sağlamaktır.”
DİSİPLİN CEZA DEĞİLDİR
Disiplin ve ceza aynı şey değildir. Araştırmalar vurmak, tokat atmak veya sözel saldırılarla disiplinin sağlanamadığını gösteriyor. Bu tip cezalar kısa dönemde hızlı sonuç veriyor gibi gözükse de uzun dönemde kalıcı zararlar doğurmaktadır. Fiziksel cezalar utanç ve umutsuzluk duyguları yükleyerek çocuğun kendisine saygısını yitirmesine neden olabilir. Ayrıca çocuğa şiddetin geçerli ve uygun bir davranış olduğu, güç kullanarak istediklerini elde edebileceği kavramı öğretilmiş olacaktır.
Çocuklara doğru davranışı öğretirken ceza yerine, nasıl davranıp nasıl davranmayacaklarını ve bunların nedenlerini açıklamak gerekir. Büyükler yasaklar yerine geçerli olan davranışların altını çizmelidirler.
Örneğin, “Giyeceklerini yere atma” yerine “Lütfen giyeceklerini yerden kaldır çünkü yeri süpürmem gerekiyor.” demelisiniz.
Anne- baba ve okul disiplini
Evde uygulanacak disiplin okuldaki davranışların temelini oluşturur. Okul disiplini de ev disiplin kurallarının bir uzantısı olmalıdır. Okuldaki bir disiplin problemi aile-çocuk ve öğretmenle birlikte çözülmelidir. Birlikte bulunan bu çözümler çocuğun kendini istenilen şekilde disipline ederek kurallara uymaya teşvik edecek ve düzgün okul-çalışma alışkanlıkları oluşturmasını sağlayacaktır. Aileler okul kurallarını bilmeli ve desteklemelidirler.
Araştırmalar, aile-öğrenci-öğretmen ve idarecilerin beraberce kuralları oluşturmasının en iyi sonuçları verdiğini göstermiştir. Bu şekilde çocuklar disiplin kurallarını kendi kendine uygulamaya teşvik edilmektedir.
Çocukların bu kuraları açık bir şekilde anlamalarını sağlamak için “anlaşılır” yazılı bir form oluşturmakta önerilebilir.
“Çocukların davranışlarını olumlu yönlendirmek için açık kurallara ve istikrarlı bir tutuma ihtiyaç vardır. Okulda ve evde en etkin kurallar, öğrenci-aile-öğretmen ve okul tarafından alınmış ve tatbik edilenler olacaktır.”

ANNE BABALAR İÇİN DİSİPLİN İPUÇLARI
İyi örnek olun. Eğer çocuğunuzun problem çözmek için şiddete başvurmasını istemiyorsanız fiziksel ceza vermeyiniz
Sınırları çiziniz ama çok sayıda kural koymayınız.
Bir kural koymadan önce kendinize şunları sorunuz:
Bu gerekli mi?/ Bu kural çocuğun sağlık ve güvenliğini sağlıyor mu?/ Başkalarının haklarını ve mallarını gözetiyor mu?
Kurallar basit ve anlaşılır olsun.
Aile Kuralları oluşturulurken çocuk ta katılırsa onları daha dikkatle uygulayacak, daha az çiğneyecektir.
Çocuklar bir kuralı ihlal ettiğinde sonucunun ne olacağını iyi anlamalıdırlar. Örneğin, 4 yaşındaki çocuğunuzun tek başına karşıdan karşıya geçmesi yasaksa ve o bu kuralı ihlal ederse cezasını uygulamaya kararlı olmalısınız.
Esnek olun. Bu kurallar çocuklar küçükken geçerlidir. Ancak onlar büyüdükçe daha fazla özgürlük isterler.
Unutmayın, her çocuk farklıdır. Onların kendilerini kontrol etme becerilerini geliştirmelerine izin verin. Küçük çocuklar her zaman kurallara tamamen uyacak beceriyi gösteremeyebilirler.
Örneğin, yemekten önce kurabiye yemesine izin verilmeyen 5 yaşındaki çocuğunuz direnirse kurabiye kavanozunu göz önünden kaldırarak, ona sizce uygun başka bir yiyecek teklif edin.
Çocuğunuza, sizi ve başkalarını rahatsız eden davranışları olursa hemen söyleyin. Problemleri biriktirmeyin. Kararlı olun.
Ailenin diğer bireyleriyle de disiplin kuralları konusunda hemfikir olun. Bu şekilde çocuk kurallara uymadığı zaman neler olacağını bilecektir.
Çocuklarınızın iyi davranışlarını, başarılarını övün. Onun çabalarını takdir ettiğinizi bilsin.
Çocuğunuzla güç savaşına girmekten kaçının.
Disiplin, kazanan ve kaybedenin olduğu bir oyun değildir. Siz çocuğunuzun kurallara uymasını beklersiniz, o sizden dürüstlük bekler.
Onun sizinle aynı fikirde olmayacağı zamanlar olacaktır. Buna saygı gösterin, pozitif öneriler getirin. Eleştirmeyin. Eleştirmek ve dırdır etmekle çocuğunuzun gücenmesine, kızgın olmasına veya kendini aşağılamasına neden olabilirsiniz.
Bağımsızlık duygusunu ve sorumluluk almasını destekleyin.
Espri anlayışınızı kaybetmeyin.
Onları ne kadar çok sevdiğinizi söyleyin. Uygun davranmadıklarında çocuğunuzu değil, o davranışı sevmediğinizi açıkça belirtin ki sevginizden şüphe duymasın.
ANNE BABALAR İÇİN HİPERAKTİF ÇOCUKLARIN VE GENÇLERİN ÖZDEĞERLERİNİ GELİŞTİRMEYE YÖNELİK YÖNTEMLER
Özdeğer, çocukların ruhsal hayatının en önemli parçasıdır. Özdeğerin iyi gelişmiş olması hayatın gereklerini yerine getirebilmekle yakından ilgilidir ve strese karşı koruyucu bir etkendir.Özdeğer eksikliği ise olumsuz davranışlara ve okuldaki başarısızlığa yol açar. Dikkatsizlik,düşüncesizce hareket etme ve aşırı hareketliliklerinin bir sonucu olarak Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Sendromu görülen çocuklar ve gençler özdeğerle ilgili problemler geliştirme riski taşırlar. Hiperaktif çocukların çoğu çevreden olumsuz tepkiler alırlar. Böylece hiperaktif çocukların kendilerine bakış açıları son derece olumsuz olabilir: “Ben işe yaramazın tekiyim, anne-babama acı çektiriyorum.” gibi. Bunu açıkça ifade etmeseler bile davranışları giderek kendilerine bakış açılarıyla adeta uyum sağlar ve gerçek bir “yaramaz” ve “baş belası” gibi davranmaya başlayabilirler. Kendilerine olumlu bakmalarını sağlamak, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Sendromu olan çocukların kendilerini daha iyi hissetmelerine ve davranış kusurlarını azaltmalarına yardımcı olabilir. Anne babalar ve diğer önemli yetişkinler özdeğeri arttırmada hayati bir rol oynayabilirler.
Özdeğer araştırmalarında çocuklarda yetersiz özdeğerle bağlantılı birçok önemli etken belirlendi:
1.Olumsuz veya gereksiz düşünmek.
2.Duyguları ifade etme ve problem çözme gibi önemli beceri eksiklikleri.
3.Çocukla yaşayan ve onunla iletişim kuran anne-babalardan ve diğerlerinden gelen olumsuz ve sürekli eleştirici görüşler.
ÇOCUĞU GEREKSİZ DÜŞÜNMEKTEN VAZGEÇİRİN
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Sendromu olan çocuklar günlük hayatta başlarına gelen olumsuz olaylar yüzünden zamanla her şeye olumsuz bakar hale gelirler. Özdeğer yetersizliğine özgü dört çeşit olumsuz düşünce tanımlanmıştır.Bunlar:
1.Kendini katı biçimde yargılamak.(Örnek:Ben dünyanın en tembel öğrencisiyim.)
2.Başkalarından aldığı olumsuz tepkileri fazlasıyla genelleştirmek.(Örnek:Öğretmeninden azar işittiği zaman ‘Beni zaten hiç kimse sevmiyor.’)
3.Önemli konulardaki başarısızlıklara çok fazla takılmak.
4.Kendini hataları yüzünden suçlamak,başarılarındaki payını azımsamak.
Kafası bu şekildeki düşüncelerle dolu olan çocuklara:
*Kendi olumsuz düşüncelerini tanımlamaları,
*Bu düşüncelerin gereksiz olduğunu öğrenmeleri,
*Bu gereksiz düşüncelere daha işe yarar düşüncelerle karşı koymaları öğretilebilir.
Anne-babalar çocuklarına olumsuz düşüncelerini belirlemelerinde; bunları anlamalarında yardımcı olabilirler. “Neden böyle düşünüyorsun?” ya da “Böyle düşündüğünde neler hissediyorsun?” gibi sorular sorarak çocuğun bu olumsuz düşünceleri ve bunların harekete geçirdiği duyguları değerlendirmesini sağlayabilirler. Çocuklarının gereksiz düşünceler yerine yararlılarını düşünmesine yardımcı olabilirler.Örneğin; “Ben işe yaramazın tekiyim.” diye düşünen bir çocuğa, bu olumsuz düşüncesine karşılık iyi davrandığı durumlardan örnekler verilebilir. Taklit etmelerini ya da olumlu düşünmeyi örnek almalarını sağlamak anne-babaların çocuklarının gereksiz düşüncelerini değiştirmeleri için başka bir yoldur. Anne-baba kendisinin gereksiz düşünce sergilediğini fark ederse; örneğin; “Pes ediyorum. Her şeyi denedim. Daha fazla yapabileceğim bir şey yok.” yüksek sesle konuşabilir. Diğer bir örnek; “Bu durumu bir mazeret olarak kullanamam. Hayatımın sorumluluğunu üstlenmeliyim.”
Hatalarla ve başarısızlıklarla başa çıkmayı öğrenmek hiperaktif bir çocuk için özellikle önemlidir. Çocuk bir hata yaptığı zaman utanmamalıdır. Bunun yerine,eğer gerekliyse,çocuğa bu hata için bir yaptırım uygulanmalı ve bu durumda ne ders çıkarılabileceği sorulmalıdır.Unutmayınız ki ;herkes hata yapabilir ve hata yapmak doğaldır.
Çocuğa hata yapmanın aptal ya da kötü olmak anlamına gelmediği öğretilmelidir. Anne-baba başarısızlıkları ön plana almamalı, çocuğa önemli olanın denemeye devam etmek olduğunu vurgulamalıdır. Çocukların başarılarında kendi paylarını görmelerine ve güçlerini geliştirmelerine yardımcı olmalıdır. Böylece çocuklar kendilerini daha iyi hissederler ve hatalarının, başarısızlıklarının üstesinden gelirler.
ÖNEMLİ BECERİLERİ ÖĞRETİN
Kişinin kendisini nasıl hissettiğini ifade edebilmek çok önemli bir beceridir. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Sendromu olan çocuklar, duygularını anlamakta ve anlatmakta zorlanırlar. Duygularını ifade edecekleri yerde, onları gizleyebilir ya da ‘patlayabilirler’. Duyguları ifade etmek her zaman işe yaramasa da, çocukların sorunlarla başa çıkmasına ve kendilerini daha iyi hissetmesine yardımcı olabilir. Çocukları her tür duyguyu ifade etmeye cesaretlendirmek önemlidir. Bunun için çocukların dil becerilerini geliştirmeleri gerekir. Çocuklar anne-babalarının davranışlarını örnek aldıkları ya da taklit ettikleri için, anne-babaların kendi duygularını açıkça ifade edebilmeleri çok önemlidir. Anne-babalarının duygularından uygun şekilde bahsettiklerini görünce, kendileri de muhtemelen böyle yapacaklardır. Çocuğun günlük olayları bunlar hakkında ne hissettiğini yazdığı bir duygu günlüğü tutması da ona yardımcı olabilir. Böyle bir yöntem, hissettiklerini belli olaylara bağlayarak, çocuğun bu duyguların nereden geldiğini anlamasını sağlar.
Sosyal sorunları etkili ve uygun bir şekilde çözebilmek ayrı bir hayat becerisidir. Etkili sorun çözmek, sorunla karşılaşınca onu tanımlayabilmek, harekete geçmeden önce durmak ve düşünmek ve sorunu çözmek için bir eylem planı yapabilmeyi gerektirir.
Hiperaktif çocuklar atılgandırlar. Tam da bu yüzden alternatif yolları, davranışlarının sonuçlarını düşünemezler. Bir çözüme kalkıştıklarında plan izlemeyebilir ya da planlarının işleyip işlemediğini değerlendiremeyebilirler. Ama hiperaktif çocuklara sorunların birden fazla çözümü olduğunu görmeleri ve iyi seçimler yapmaları için yol gösterilebilir. Aşağıdaki beş-basamaklı yöntem çeşitli sorunları çözmek için kullanabilir:
1.Dur! Sorun nedir?
2.Planların neler?
3.En iyi plan hangisi?
4.Planı uygula.
5.Plan işe yaradı mı?
Anne-babalar çocuklarının sorun çözmeyi öğrenmesine,onları bu yöntemi uygulamaya teşvik ederek yardım edebilirler.
ONU ÖVÜN VE İLGİ GÖSTERİN
Hiperaktif çocuklarda özdeğer, onların çevrelerindeki kişilerle, özellikle de anne-babalarıyla nasıl iletişim kurdukları ile ilgilidir. Eğer anne-baba çoğunlukla çocuğun olumsuz davranışları üzerinde duruyorsa, çocuk çevresinin kendisini kötü biri gibi gördüğünü düşünür. Bu da özdeğer eksikliğiyle sonuçlanır.Örneğin, sürekli çocuğun okuldaki başarısızlığı üzerinde durulursa, çocuk kendini tembel bir öğrenci olarak görmeye başlar ve iyi olduğu yanları görmeyebilir. Aksine, başarıları üzerinde durmak çocuğun kendini daha iyi hissetmesini sağlar. Olumsuzların varlığında bile olumlu eleştirilerin arttırılması çocuğun güçlü ve zayıf yanlarını belirlemesine ve kendine iyi bir bakış açısı geliştirmesine izin verir. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Sendromu olan çocuklarla iyi ilişki kurmanın temel yolu, onların olumlu davranışlarını fark edip desteklerken olumsuz davranışlarına daha az dikkati çekmektir. Olumlu bir anne-baba çocuk ilişkisi için, iyi davranışlar, anında ve sık sık övülmeli, ödüllendirilmelidir.Yalnızca büyük değil küçük şeyler için de olumlu eleştirilerde bulunulmalıdır. Çocuğu, onun tercihleri doğrultusunda teşvik edin. Bunlara ek olarak, çocukla çeşitli aktivitelerde bulunmak için zaman yaratmak çok önemlidir. Böyle zamanlar anne-baba çocuğun birbirlerini dinlemeleri ve anlaşmaları için iyi bir fırsattır. Ama anne-baba ve çocuk beraber yapılacak aktiviteleri seçerken eşit söz hakkına sahip olmalıdırlar.

ÖZET
Özdeğer, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Sendromu görülen çocuklar ve gençlerde hayatın gereklerini yerine getirebilmeyi açıkça etkiler. Her hiperaktif çocukta özdeğer yetersiz olmasa bile çocuklar bu alanda problem yaşama riski taşırlar. Onların kendilerini nasıl algılayıp, ne kadar değer verdiklerini izlemek önemlidir.
Bu çocukların özdeğer problemi geliştirmelerini engellemek ve kendilerine iyi bir bakış açısı oluşturmalarını sağlamak için:
1.Gereksiz düşünceyi bıraktırın.
2.Duygularını ifade etmek ve problem çözmek gibi becerileri öğretin.
3.Olumlu iletişim kurun.
Bu yöntemler, anne-babalara yukarıdaki amaçları gerçekleştirebilmeleri için yardımcı olmaya yöneliktir.Çocuklarının özdeğerleri ile ilgili soruları ya da endişeleri olan anne-babaların daha fazla bilgi için kendi doktorları ya da bir ruh sağlığı uzmanı ile görüşmeleri teşvik edilmelidir.

Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Olan Çocukların
Hakları Beyannamesi
"Dikkatimi toplamama yardımcı olun"
Lütfen "dokunarak" öğrenmeme izin verin,
öğrenirken "ellemeye" ve "kıpırdanmaya" ihtiyaç duyarım.
"Bir sonraki etapta neler olacağını bilmeye de ihtiyaç duyarım."

"Lütfen bana belirli saatlerde belirli olayların yaşandığı
bir ev düzeni sağlayın."
Eğer programda bir değişiklik yapacaksanız bana önceden haber verin.
"Bir dakika, hala düşünüyorum..."
Lütfen kendinizi benim süratime göre ayarlayın.
Eğer acele ettirilirsem, kafam karışır ve mutsuz olurum.
"Takıldım! Başaramıyorum!"
Sorunlarımı çözerken bana lütfen birden fazla seçenek verin.
Ana yol tıkandığında gidebileceğim ara yolları bilmeliyim.
"Doğru mu yaptım? HEMEN bilmeliyim!"
Bir işte, başarılı olup olmadığımın detaylı olarak,
hemen anlatılmasına ihtiyaç duyarım.
"Unutmadım, duymamıştım ki!"
Lütfen benden bir şey isterken teker teker söyleyin ve neler söylediğinizi
bana tekrar ettirerek kontrol edin.
"Yerimin burası olmadığını bilmiyorum!"
Lütfen bana DURUP, DÜŞÜNÜP sonra HAREKET ETMEM gerektiğini hatırlatın.
"Artık bitti mi?"
Lütfen bana kısa zamanda bitirebileceğim işler verip,
kısa vadede ulaşılacak hedefler seçin.
"Efendim? Anlamadım."
Lütfen, bana "Bunu sana anlatmıştım." demeyin,
Başka sözlerle bir daha anlatın. Gene de olmazsa, işaretlerle ya da çizerek anlatın.
"HEPSİ yanlış değil

ibrahimcılız
..::ModeRaToR::..
..::ModeRaToR::..

Mesaj Sayısı : 3
Tecrübe Puanı : 97849
Kayıt tarihi : 25/12/10

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

DEHB  Aile ve Öğretmenlere Yönelik Empty Geri: DEHB Aile ve Öğretmenlere Yönelik

Mesaj  malictrl Cuma Ara. 31, 2010 5:52 pm

][Auto Board Message][ : Paylasım için Teşekkürler Sayın Öğretmenim.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Paylaşımlarınızın devamını diliyoruZ.
malictrl
malictrl
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 5
Tecrübe Puanı : 2147581567
Kayıt tarihi : 21/12/10
Nerden : Edirne Anadolu İmam Hatip Lisesi

http://starhack.team-talk.net

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz